Bisiklet Turu
/0 Yorumlar/in Genel /tarafından RkAdminBen Sadriye Görece, Renkli Kampüs ailesinin ilk dönem üyelerindenim.
Hafta sonu gerçekleştirdiğimiz bisiklet turunu anlatmak istiyorum sizlere bu yazımda. Renkli Kampüs ailesinin 4’üncü dönem üyelerinden Bedran Alaca ve Ömer Selman Ersoy ile birlikte katıldık bu tura. Ben benim tabirimce “total kör” literatüre göre %100 görme engelli ve Bedran da kısmi görme engelli olduğu için tandem adı verilen ikili bisikletleri kullandık bu turda. Tur Eskişehir’de gerçekleştiği için daha yola çıkarken başladı bizim için dayanışma ve imece ruhu. Renkli Kampüs’te kurduğumuz dostlukların gerçekliğini ve kazandığımız öğretilerin önemini anlamamız için eşsiz bir tecrübeydi bizim için bu tur. Eskişehir’e ulaşım için treni seçtik ve birlikte harika bir yolculuk geçirdik. Bisiklet turu başladığında Bedran ve Ömer daha önce hiç deneyimlememiş oldukları tandem bisikleti müthiş bir gayret ve özveriyle başarıyla kullandılar. İlk gün sorunsuz bir şekilde 30KM yolculuğun ardından kamp alanımıza ulaştık. Yeşillikler içinde ve kuş sesleri eşliğinde kendi kurduğumuz çadırların içinde inanılmaz huzurlu bir gece geçirdikten sonra başladık asıl maceralı kısma, dağlık ve toprak yollarda ilerleyerek başladı ikinci gün yolculuğumuz. Gece yağan yağmurun bıraktığı çamur izleri kesti önce yolumuzu. Bulduğumuz her su birikintisinde bisikletlerimizi yıkayarak yılmadan devam ettik belirlenen rotada. Çok defa tur ekibinden ayrılarak, ilerlemenin çok daha kolay olduğu ana yoldan devam etmemiz teklif edildi bize engelli olduğumuz için kolaylık sağlamak amacıyla ama her defasında daha da gayretlenerek reddettik gruptan daha kolayını seçmeyi. Sonrasında Müthiş bir fırtına karşıladı bizi 1200-1500 rakım yükseklikte. Fırtınayla ilerlemeye alışamamışken bardaktan boşanırcasına bir yağmur kesmeye çalıştı yolumuzu. Bisikletlerimiz artık ilerlemez olmuştu hamur gibi çamura dönen o toprak yollarda. Tekerlekler dönmüyordu artık ancak bizim yüzümüzden birlikte anı biriktirmenin o eşsiz gülümsemesi bir an bile eksilmiyordu. Elimizde bisiklet taşırken, sırılsıklam ıslanırken, hatta soğuktan titrerken bile bırakmadık birbirimizi düşünmeyi ve ekip ruhunun gereklerini. Nihayet dağın zirvesine ulaşıp o yokuşu hızla inmenin heyecanını yaşarken ne yazık ki bırakmak zorunda kaldık bataklığa saplanan bisikletlerimizi yol kenarına. Artık yolumuza yürüyerek devam ediyorduk, ayakkabılarımız her adımımızda biraz daha bulanıyordu çamura, soğuk her dakika biraz daha üşütüyordu içimizi… Ancak bazen birbirimize ıslak ceketlerimizi vererek, bazen sıcak şakalar ve esprilerle o 10KM’lik yolu da keyifli hale getirmeyi başardık elimizden geldiğince. En yakın köye ulaştığımızda birbirimizin ayakkabılarındaki çamurları temizlerken, sobanın başında ısınma fırsatını birbirimize teklif ederken ve hatta sırf diğerimizin kan şekeri yükselsin diye yalın ayak atıştırmalık almaya giderken bulduk kendimizi. İşte o an anladım Renkli Kampüs ailesine dahil olmanın ne denli eşsiz kazanımları olduğunu. Başka hiçbir yerde bulamayacağımız eşsiz dostluklar ve başka hiçbir yerde kazanamayacağımız takım ruhunu bize kazandırdıkları için bu aileye çok teşekkür ederim. Her biriniz iyi ki varsınız
Yorumla